19 Oca 2015

Kur’an öğreteyim derken dinden soğutmamak gerekir…


Pedagog Adem Güneş'den Kur'an eğitimi hakkında tavsiyeler 

Kur’an öğreteyim derken dinden soğutmamak gerekir…

Birçok anne baba çocuklarının erken yaşta dini eğitim almasını, manevi değerlerle yaşama tutunmasını arzu eder… Ancak bunu isterken de içlerindeki endişelerden biri de uygun olmayan tarzda bir Kur’an eğitimi alırsa, çocuklarında Kur’ana karşı bir tepki oluşacak olması kaygısıdır…

Bildiğimiz bir gerçek varsa o da çocukların Kur’an öğrenimi sırasında yaşadıkları olumsuzlukları onların belki de bir ömür boyu dini değerlerden uzak kalmasına da neden olmaktadır… O halde bu hassas dengen nasıl kurulmalıdır?

Yaz tatilinin de yaklaştığı şu günlerde acaba çocuklara Kur’an-ı Kerim eğitimi nasıl verilmelidir?
Konuya adım adım açıklık getirmeye çalışırsak eğer;
  •  Çocuklarda, 2 yas dönemi dile karşı oldukça hassas oldukları bir dönemdir. Çocuk bu dönemde, her bir yeni kelime ile çok ilgilenir ve hemen o kelimeyi kullanmak isterler… Çocuklar bu dönemde bitmek bilmeyen bir hevesle ve keyifle kelimelerdeki melodileri çıkarma gayretindedirler. Bu dönem ikinci dil öğrenimi için çok uygundur. Zira çocuklar eşyanın ismini ilk duyduğu kelime ile hafızasına yazar ve kalıcı belleği oluşturur. Bu dönemde çocuğa eşyanın isimleri ve fiiller iki dilde öğretilirse çocuk zorlanmadan iki dilini birden geliştirir. (Ancak bu iki dil aynı yetişkin tarafından verilmemesi gerekir)
  •   Çocuk açısından bakıldığında Kur’an öğrenmek ikinci bir dil ve konuşma usulu öğrenmektir. Eğer çocuk kendi anadilini öğrendiği 2 yaş sonrası dönemden itibaren kendisine yeni yeni kelimeler sunulursa çocuklar bu yaş döneminde kendilerine sunulan bu yeni sesleri çok hevesli bir şekilde öğrenmek ve tekrar etmek isterler… Bu açıdan bakıldığında Kur’an öğrenmeye en uygun yaş dönemi 3 -4 yaş aralığıdır. …

  •  Çocuklar 3,5 – 4 yaşlarına geldiklerinde kelime dağarcıyı oldukça yükselmiştir ve artık kelimeleri kullanmaktan keyif almaya baslar. Bu dönemde çocuklar uzun kelimeleri ve cümleleri “taklit” yolu ile öğrenme surecine girerler. Şiir ezberlemekten, şarkı sözü ezberlemekten büyük keyif alırlar. İşte bu dönemde çocuklara Kur’an-ı Kerim’i keyifle ezberlemesine “zemin” hazırlanabilir. Bu zemin çocuğun keyifle bir şarkı sözü ezberlemesi gibi, doğal yaşam içinde duyduğunu ezberlemesi seklinde olmalıdır. Yoksa bir ders suretinde çocuğu bir yere oturtup ondan ezber beklemek oldukça yanlış bir tutum olur…

  • Bu açıdan bakıldığında çocuğun Kur’an öğrenme sürecinin ilk adımı çocuğun konuşmaya heves duyduğu bu dönemde sure, dua ve şiir ezberleri şeklinde olması gerekir…

  •  Yine çocuklar bu yaş döneminde eşyaları “ismen” tanımaya meraklıdır. Yani bir “ELİF” harfini çocuğun elinde tutabilecek halde mukavvadan kesip çocuğa vermek, arkadaşının elindeki “BE” yi istemek, kendi elinde olan “CE” yi masanın üstüne koymak gibi, harflerin somut halleri üzerinde alıştırmalar yapmak ise Kur’an öğreniminin ikinci adımıdır…

  • Sonraki adım harfleri yanyana getirerek “heceler” yazmaya çalışmasıdır… Örneğin “ELİF” ile “BE” “DE” harflerini yan yana koyarak… EBEDE yazması… gibi harfleri yan yana getirerek çocuk YAZMA egzersizleri yapmalıdır… Burada dikkat edilecek şey şudur ki; Klasik Kur’an öğreniminde çocuk DİREKT olarak okumaya başlatılma gibi bir yanlış yapılmaktadır. Halbuki çocuklar önce yazmaya ve en son olarak okumaya başlamalıdır…

  •  Çocuklar yan yana getirdiği harflerden heceler oluşturduktan sonra, bu harfleri “kum sandığına” veya “ellerinde bir tebeşir ile tahtaya” yazmaya çalışma egzersizleri yapılmalıdır… Yani, “EBEDE” yazısını çocuktan okuması beklenmeye gerek yokken, bunu yazması istenilir… yazma işi ise kalem ve kağıt kullanarak değil (çünkü çocukların ince kas gelişimi henüz tamam değildir) tebeşir veye kum sandığı üzerine oyun oynar gibi yazmalıdır.

  • Kur’an öğreniminin son aşaması ise yazılan yazıları ve dinlenilen surelerin oluşturduğu altyapıyı kullanarak, Kur’an hecelerini okumaya başlamasıdır…

  • Çocuklar bu süreç içinde her an yeni sureler ezberleyerek de hafızlık eğitimin ilk temellerini oluşturmuş olurlar…
Süreç böyle olursa çocukların duyarlılık dönemine denk gelen bir eğitim süreci yaşatılmış olur.

6 yorum:

  1. Çocuğun yaşına göre dini eğitim verilmesi gerekir. Çocuk zaten hangi bilgiye ihtiyaç duyduğunu belli ediyor. Gözlemci anne babalar bunu fark edip; çocuğa gereken eğitimi verebilirler.
    lise çağlarımdayken, dini bilgiler ve Kur'an eğitimi zorla ve dayatmayla küçük yaşlarda verilmiş; sevdirmeden baskıya dayalı bir şekilde yaptırılmış bir kişi tanımıştım. o gencecik yaşında dinden ve Kur'an dan nefret eder hale gelmişti.
    Baskı ve zorlayıcılıkla değil, sevdirerek, anlatarak, öğreterek ve yaşına göre yapılmalı din eğitimi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru benim de benzer bir anım var.Ortaokul çağlarımda camimizin imamının eşi annemlerle konuşmuştu,kızlarınızın başlarını örtün diye.Bizi de sürekli uyarıp laf sokuyordu ve ben o dönem baş örtüsüne tahammül edemiyordum.Çok şükür belli bir yaştan sonra kendim örtünmek istedim.Dini konularda dayatma gerçekten tam tersi etki yapıyor.

      Sil
  2. Bu cok hassas bir konu. Cocuklar zaten pek cok seyi zamanla ögreniyor. Zorlama veya baski yerine ilgisini cekmek veya ilgisini cekmesini beklemek gerek diye dusunuyorum. Bir de ailede ne gorurse o bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aileden görmesi çok büyük bir etken gerçekten,her şeyi taklit ediyorlar.

      Sil
  3. Çok faydalı bir konu...
    Çocukların severek yaptıkları şeyler unutulmaz oluyor bu sebeple sevmeleri çok önemli,sıkmadan oyun aralarında biz 3-4 harf ilerledik başarılı olduk :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maşallah ne güzel inşallah hatimlerini de görmek nasip olur:)

      Sil

Çok kıymetli yorumlarınızı alalım:)))